Türkiyede Aydınlanmanın Kökenleri
TÜRKİYE’DE AYDINLANMANIN KÖKENLERİ KONULU SEMİNERDerneğimiz seminerleri kapsamında 15 Aralık Cumartesi tarihinde konuğumuz Yrd.Doç.Dr. Fikret Çelik idi. Fikret Çelik seminerde “Türkiye’de Aydınlanmanın Kökenleri” konulu sunum yaptı.Çelik sunumuna, Kıta Avrupasında aydınlanma felsefesinin ortaya çıkışını anlatarak başladı ve rönesans, reform hareketleri ve fransız devrimi gibi olguların insan, toplum ve devlete ait yeni bir bakış açısı olarak aydınlanmacı felsefenin, modernizmin doğuşunu, laiklik anlayışını ortaya çıkışına zemin olmuştur. Özellikle baskıcı din anlayışına bir tepki olarak, "salt" aklı ön plana çıkartan, toplumu merkeze alan ve evrensel olarak nitelendirilen siyasal haklar düzleminde bir düşünce geleneğinin Fransa'da gelişmesine zemin hazırlamıştır. Bu süreçten bir süre sonra ise baskıcı olarak nitelendirdiği Kilise ile devlete karşı, toplumun topyekûn özgürlüğünü vaaz eden, ancak "Jakoben", evrensel değerler üzerinden "homojenize toplum" ve zaman zaman da normatif bilim anlayışını kutsayan "Pozitivizm" düşüncesinin Fransa ile Batı düşünce ikliminin belli bir kesiminde hâkim fikir olduğu görülmüştür. Bu düşünceler çerçevesinde geliştirilen ideolojiler ile fikir akımlarının günümüzdeki hâkim olan toplum, ideoloji ve siyasal fikir kalıplarını etkilediği de muhakkaktır.Kıta Avrupasında Fransa ve İngiltere’de farklı iki anlayışın geliştiğini önceleri tüm Avrupayı sonrasında dünyayı etkileyen bu akımın Osmanlıda da 3. Selim zamanında zihnen batıya karşı yenilgi psikolojisininde etkisiyle, Osmanlıyı da etkilediğini, önceleri aydın ve bürokrat yetiştirmek için Fransa’ya öğrenci gönderilme sürecinin başladığını, daha sonra bu kişilerin Osmanlıda tanzimat, ıslahat fermanlarının ortaya çıkışında etkin olduklarını, İttihatçı anlayışında Fransız aydınlanmacı geleneğinden beslendiğini ve en son jakobenist cumhuriyetçi anlayışı da Osmanlıdaki bürokratik kadroların ortaya çıkardığından bahseden Çelik, Osmanlı ile Avrupanın sorunları ve dine bakış açılarından kaynaklanan farklılıklardan laikliğin ülkemizde toplum tarafından kabul edilemediğini ve sindirilemediğinden bahsetti. Sunumunu modernizm gelişmemiş ülke algısı dolayısıyla aydınlanmacı felsefenin dönüşerek devam ettiğini ve bugün İngilizler ve ABD tarafından sürdürüldüğünü anlatarak sunumunu bitirdi.